11 Aralık 2009 Cuma

TOMRİS HANIMA MEKTUPLAR - 25

THE LONG HOT SUMMER (*)


Sevgili Tomris Hanım,

Televizyonun tek kanal ve siyah beyaz olduğu dönemde oynayan bir TV dizisiydi, The long hot summer. Konusunu şu an tam olarak hatırlamıyorum ama bas bariton bir sesin söylediği şarkısı hala kulaklarımda ve bana sıcak romantik yaz gecelerini anımsatıyor.

Ama sanırım yaşadığımız bu yazdan sonra bu şarkı bendeki anlamını yitirecek…

Gerçek anlamda zorlu, uzun, susuz ve sıcak bir yaz yaşıyoruz.
Küresel ısınma denen felaketin ön habercisi yağışsız bir kış mevsimin ardından, mevsim normallerinin 3 – 4 derece üzerinde olan çok sıcak, barajların doluluk hacminin % 20 lere ve daha aşağısına düştüğü, ürünün tarlada yandığı, orman yangınlarıyla ciğerlerimizin yandığı bir yaz yaşıyoruz.

Doğal gaz çalışmaları nedeniyle ara sokaklardan ana caddelere kadar kazılan ve kapatılmayan hendekler dolayısı ile toz toprak içinde bir yaz yaşıyoruz.

Metro ve alt geçit çalışmaları nedeniyle yolların kapatıldığı, değişen güzergâhlar ve yoğunlaşan trafik nedeniyle yirmi dakikada ulaştığımız işyerine bir saatte ulaşamadığımız ve sinirlerimizi zorlayan bir yaz yaşıyoruz.

Hastanemizdeki güçlendirme ve yenilenme nedeniyle bir enkaz yığını ve toz toprak içinde, ağustos böceği seslerinin yerini kompresör seslerinin aldığı zorlu bir yaz yaşıyoruz.

Cumhurbaşkanını seçememiş bir meclisin ardından yaz ortasında önümüze konulan ve sonu sürprizlerle dolu bir seçim, siyasi tansiyonun giderek yükseldiği bir yaz yaşıyoruz.

Bilgi ve iletişim çağında yaptıkları sınavların sonuçlarını doğru dürüst değerlendiremeyen kurumların yarattığı OKS ve ÖSS kaosu ile çocuklarımızın geleceğini belirsizleştiren bir yaz yaşıyoruz.

Evet, Sevgili Tomris Hanım, bu kadar zorlu, sıcak ve uzun bir yaz yaşarken o şarkı bendeki romantik anlamını yitiriyor. Ve sadece uzun, sıcak, susuz ve zorlu bir yazı çağrıştırıyor.
Dostlukla kal.

(*) Değerli dostum Dr. Taşkın ALTAY’A

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder